Bu web sitesi sağlanan hizmetlerin iyileştirilmesi ve web sitemizde en iyi deneyimleri yaşamanız için çerezleri kullanır.

Reddet Kabul Et
Duyurular

SAĞDUYULU DAVRANALIM, İSTİKRARI BOZMAYALIM

SAĞDUYULU DAVRANALIM, İSTİKRARI BOZMAYALIM

“Sağduyulu davranalım, istikrarı bozmayalım”
Türkiye bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğüne inanmış bir ulusal yapıya sahiptir.
Konya Sanayi Odası (KSO) ve Konya Organize Sanayi (KOS) Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan son gelişmelerle ilgili olarak ülke istikrarının bozulmaması çağrısında bulundu.
KSO Başkanı Büyükhelvacıgil, yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
Türkiye’nin, ekonomisini istikrara kavuşturduğu, içeride ve dışarıda itibarının yükseldiği, dünya ekonomilerine entegre olma ve Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin de hız kazandığı, buna paralel olarak terör olaylarının arttığı bir dönemde, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.
Ülkemizin tüm sorunları, siyaset ve demokrasi içinde çözülmeli. Meydana gelecek bir güvensizlik ülke istikrarına büyük zarar verecektir. Ekonominin istikrara kavuştuğu, dünyada itibarımızın yükseldiği bir sırada herkese düşen görev, sağduyulu davranmak ve tansiyonu düşürmektir.
Ekonominin, iş aleminin siyaset kaynaklı ekonomik bir krizi daha kaldıracak gücü yoktur. İş alemi olarak, önümüzde bir demokrasi sınavı olarak duran Cumhurbaşkanlığı seçiminin, ülkenin birlik ve beraberliğini bozmadan, ekonomik, toplumsal ve siyasi açıdan ülkemize zarar vermeden, anayasal çerçeve ve demokratik yapı içerisinde gerçekleştirilmesini istiyoruz.
Toplumun her kesimi, sağduyulu davranmak ve yükselen tansiyonu düşürmek durumundadır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 'demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti', cumhuriyet ve demokrasinin de birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğu unutulmamalıdır. Ne demokrasiden ne laiklikten ne de sosyal hukuk devletinden vazgeçilemez. Ülkemiz, laikliğe ve demokrasiye bağlı kalarak başarıyı yakalamış, ekonomiyi büyütmüştür.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri de anayasal çerçevede, hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde cereyan etmelidir. Sıkıntılarımızı aşmanın her zaman bir tek yolu vardır; o da demokrasidir. Ekonomi ve demokratikleşme sürecindeki kazanımlarımız tehlikeye düşürülmemeli, siyasi ve ekonomik istikrarımız baltalanmamalıdır.
Dünyanın gelişmiş 10 ülkesi arasına girmeyi önüne hedef koyan Türkiye'nin, bu kısır çekişmeleri bırakıp bu hedefe odaklanması gerekir. Siyaset alanında doğabilecek kaos ortamının, ekonomideki hassas dengeleri bozabileceğini ve son beş yılın fedakarlıkları ile ekonomide, demokratikleşme ve AB’ye uyum sürecinde güçlükle elde edilen kazanımları tehlikeye düşürebileceğini hiç kimse unutmamalıdır. Böylesi olumsuz gelişmelere yol açanlar tarih önünde sorumlu olacaktır. 2001 krizinin yaraları, yakalanan ekonomik istikrarla yeni yeni iyileşmeye başlarken, güven ve istikrar ortamının bozulması demek, sadece iş aleminin değil, bütün kesimlerin zarar görmesi demektir. Bizim ülke olarak kaybedecek bırakın bir, 5-10 yılı, bir gün dahi kaybetme lüksümüz yok. Türkiye’nin Avrupa Birliği(AB) sürecinde ciddi bir sınav verdiği dönemde istikrar ve demokrasiden asla taviz verilmemeli.
Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir ve hukukun üstünlüğüne inanmış bir ulusal yapıya sahiptir.”